Danimarkalı sanatçı Olafur Eliasson ve mimar Sebastian Behmann'ın birlikte gerçekleştirdiği Fjordenhus, sanat ve mimarinin muazzam bir birleşimi olarak öne çıkıyor. Vejle, Danimarka'da yer alan bu benzersiz yapı, Studio Olafur Eliasson'un detaylı düşünce ve zanaatkarlıkla şekillendirilmiş bir eseri.
Eliasson ve Behmann'ın önceki mimari projelerinde, özellikle Reykjavik, İzlanda'daki Harpa Konser Salonu'nun perde duvar tasarımında, detaylara, kompozisyona, malzemelere ve zanaatkarlığa verilen özel önem bu projede de belirgin bir şekilde kendini gösteriyor.
Fjordenhus'un inşasına karar verdikten sonra müşterileri Kirk Kapital'i, kullanılmayan bir limanın suyun altına genel merkezlerini inşa etmeye ikna ettiklerinde, çevredeki tahıl silolarına gönderme yaparak silindirik bir beton yapı oluşturdular. Dört beton hacminin açık bir halka açık alanda düzenlendiği bina, yaklaşık bir milyon özel tasarlanmış tuğla ile kaplıdır. Bu dört katlı hacimler, elips formundan dairelere doğru değişen bir yükseliş sergiler ve içlerinden oyulan gözenekli açıklıklar, fjord manzaralarını dramatik bir şekilde çerçevelemektedir.
Tuğlaların renk paleti özel olarak tasarlanmış olup, dijital çizimlerde titizlikle yerleştirilmiştir. Renkler, binanın çevresine uyum sağlamak amacıyla seçilmiş, üst kısımda daha fazla mavi tonu ve merdiven boşlukları için gri kullanılmıştır. Bu renkler, siteye özgü değişen hava ve ışık koşullarını yansıtmayı amaçlamaktadır.
Fjordenhus, yapay bir ada üzerine inşa edilmiş olup, bodrum katlı bir temel üzerinde yükselen ortaçağ sur duvarını andıran bir görüntüye sahiptir. Ancak, dış duvarları yakından incelendiğinde, renk desenleriyle süslenmiş sonsuz bir dokuya sahiptir.
Eliasson, tasarımında klasik hiyerarşik planlamadan uzaklaşarak daha demokratik ve katılımcı bir mimari anlayışa odaklanmak istemiştir. Bina, rıhtımdan bir köprüyle girilen dairesel bir halka açık alana sahiptir. Bu alan, üç sanatçı heykeli ve fjord ışığını yansıtan bir aynalı tavanla dikkat çeker.
Bina içindeki dairesel asansör ve etrafında yükselen açık merdiven, kullanıcıları firmanın tasarladığı mobilya, aydınlatma, yerleşik dolaplar ve iç merdivenlerle donatılmış çalışma alanlarına taşır. Mobilye düzeni bilinçli bir şekilde rastgele yapılmıştır, böylece kullanıcılar mekân içinde demokratik bir şekilde kendi yollarını bulabilir ve binanın tasarımına ortak olabilirler.
Eliasson'un derin yeşil cam ve metal lambalara ek olarak, işlevsel aydınlatma ve heykel objesi olan yerleşik aydınlatma da binanın içinde dikkat çeken öğelerden biridir. Alt katlarda zarif, dairesel beton pedler üzerinde alçak ışıklı paneller bulunmaktadır. En üst katta ise güneş ışığını içeri yönlendiren bir küresel heykel, mekânda eşsiz bir atmosfer yaratmaktadır.
Fjordenhus, malzeme, zanaat ve form anlayışına dayanan sanatsal bir duyarlılığın ürünüdür. Eliasson'un eğitimli bir heykeltıraş olarak kazandığı deneyimle geleneksel mimari uygulamalara meydan okuyan bu yapı, demokratik, kullanıcı kontrolündeki bir mekânın oluşturulması konusundaki vurgusuyla 21. yüzyılın en çağdaş Gesamtkunstwerk örneklerinden biridir.
コメント